TEKASÜR

TEFSİR
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla...[*]

[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.


(Tekasür 102/1)
اَلْهٰيكُمُ التَّكَاثُرُۙ
Daha çok şeye sahip olma yarışı sizi oyaladı.


(Tekasür 102/2)
حَتّٰى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَۜ
Yarış, kabirlerinizi boylayıncaya kadar sürdü.


(Tekasür 102/3)
كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۙ
Yok, nasıl olsa yakında öğreneceksiniz[*]!

[*] Onlardan (yanlış yolda olanlardan) birine ölüm geldi mi şöyle der: “Rabbim! Beni geri çeviriniz.Terk ettiğim dünyada belki iyi bir iş yaparım.” Hayır, asla! Bu onun söyleyeceği (boş) bir sözdür. Önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir engel vardır.” (Müminun 23/99-100)

“Bunlar Kitabın uyarılarının gerçekleşmesinden (tevilinden#) başka ne bekleyebilirler? Uyarıların gerçekleştiği gün, evvelce onu unutmuş olanlar şöyle derler: “Rabbimizin elçilerinin getirdikleri doğruymuş! Bize şefaat edecek kimse# yok mu? Varsa şefaat etsinler. Geri gönderilsek de yapıp ettiğimiz işlerden başkasını yapsak, o da olur.” Onlar kendilerine yazık etmiş kimselerdir. Uydurdukları şeyler de kaybolup gitmiştir.”  (Araf 7/53)


(Tekasür 102/4)
ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَۜ
Yok yok… Yakında her şeyi iyice öğreneceksiniz!

 

 

(Tekasür 102/5)
كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَق۪ينِۜ
Keşke bunu kesin bir bilgiyle bilseniz[*]

[*] Buradaki لَوْ normal şart edatı sayılmıştır.

 
 

(Tekasür 102/6)
لَتَرَوُنَّ الْجَح۪يمَۙ
o alevli ateşi şimdiden görebileceksiniz.


(Tekasür 102/7)
ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَق۪ينِۙ
Daha sonra onu çıplak gözle zaten göreceksiniz.


(Tekasür 102/8)
ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ
Bir de o gün, size verilen nimetlerden sorguya çekileceksiniz.