HUCURAT
[*1] Resul (رسول), “gönderilen”demektir. Bir bilgiyi iletmek için gönderilen elçiye resul dendiği gibi onunla gönderilen bilgiye de resul denir (Müfredat). Kur’an’daki resul kelimeleri ya elçi ya da Allah’ın Kitabı anlamındadır. Elçi ölümlü, Kitap kalıcıdır. Uhud savaşında Nebîmiz’in öldüğüne dair haberlerin yayılması üzerine Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Muhammed sadece elçidir. Ondan önce de elçiler geldi. O ölse veya öldürülse, gerisin geri mi döneceksiniz?” (Al-i İmran 3/144) Aramızda sürekli kalacak olan resul, Kur’an olduğu için bu âyette kelimeye başka anlam verilemez.
[*2] Bunu açıklayan ayet şudur: Allah, yani (O’nun sözlerini size taşıyan) Kıtabı bir işi kesinleştirdiğinde inanıp güvenmiş bir erkeğin ve kadının, kendi işlerinden dolayı seçme hakkı kalmaz. Kim, Allah'a yani (size O’nun sözlerini taşıyan) Kıtabına baş kaldırırsa açık bir şekilde sapmış olur. (Ahzab 33/36)
[*] İçimizde sürekli kalacak olan resul Allah’ın sözlerini taşıyan Kıtabı olduğu için buradaki resul kelimesine başka anlam verilemez.
[1*] “Arapçada zann = ظنّ hem “kesin bilgi” hem de “varsayım” anlamına gelir. Varsayımların oranı kesin bilgiden çok fazla olacağı için, “zannın çoğu” ifadesi bilgiye dayalı olmayan zannı, yani varsayımları ifade eder.”
[2*] Ayetteki إِثْمَ =ism, kişiyi sevaptan yani iyiliklerden ve doğal yapısından uzaklaştıran davranış anlamındadır. (Müfredât).
[3*] Arkadan çekiştirmeyen olarak çevirdiğimiz kısım “وَلَا يَغْتَب (ve lâ yagteb)”tir. “Gıybet etmeyiniz”, “Yokluğunda çekiştirmeyiniz” manasına gelir. Ayetin başında varsayım(zan,sanı) ayrıca yasaklandığından, bu kısımda yasaklanan şeyin, varsayım olmamasına(gerçek olmasına) rağmen kişinin yokluğunda, kötü hal ve davranışları hakkında konuşmak, olduğu anlaşılmaktadır. Yani ister gerçek ister varsayım olsun kişinin arkasından konuşmak yasaklanmıştır.
[*] kabilelere, ırklara
[*] "Teslim olduk" diye meal verdiğimiz kelimenin tam karşılığı "İslam olduk" şeklindedir. Allah'a teslim olduk anlamına gelebileceği gibi barış ortamına girdik anlamına da gelir. (Müfredat) Âyette sözü edilen çöl arapları, İslamın üstünlüğünü ve güzelliğini anlamış ve bu yüzden müslümanlara teslim olmuşlar ama henüz gereği gibi inanmamışlardır.
[1*] Teslim olmak anlamı verdiğimiz kelime İSLAM’dır. Teslim kökünden gelen islam kelimesi, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmak, “Allah ne emrediyorsa o!” diyebilmektir. Teslim olana müslüman denir.
[2*] İman: Emin kökünden gelen iman kelimesi Türkçe’de “inanıp güvenmek” anlamına gelir. Allah’a herkes inanır ama herkes güvenmez. Türkçe’deki emniyet kelimesi bu kelimenin dilimize Arapça’dan geçmesi ile oluşmuştur. Örneğin “Emniyet Genel Müdürlüğü” hiçbir Türk için “İnanma Genel Müdürlüğü” anlamına gelmez. Sadece “Güvenlik Genel Müdürlüğü” anlamına gelir. Dolayısıyla Allah’a iman Allah’a inanmak değil güvenmektir.