ÂDİYAT
[*] "Rahmân” ve “Rahîm" kelimeleri, rahmet (رحمة) kökündendir. Rahmet, iyilik ve ikramı gerektiren incelik anlamındadır. Allah’ın özelliği olarak kullanılınca sadece iyilik ve ikram anlaşılır (Müfredât). Rahmân “rahmeti her şeyi kuşatan” demektir. Bu özellik Allah’tan başkasında olmayacağı için “iyiliği sonsuz” diye çevirdik. Rahîm “çok merhametli” demektir. Bu özellik Allah’ın dışındaki varlıklarda da olabilir. Nitekim ‘rahîm’ kelimesi, Tevbe 9/128. âyette Resulullah için; Fetih 48/29. ayette ise müminler için kullanılmıştır.
[*] Önderler. İlk beş âyette, (نفوس) kelimesi fail sayılmıştır. (العَدْو): Bir şeyi aşma ve durması beklenen yerde ilerleme (Mekâyîs) anlamına gelir. Böyle biri için “engelleri aşan” anlamı uygun düşer. (ضَبْحً) ise odunların ucunu yakmaktır. (Mekâyîs) Böylece onlar birer meş’ale olurlar.
[*] İnce ayrıntıları gösterenler.
[*] (أغارَ), peş peşe adım atmak ve hızlı hareket etmektir. (es-Sıhah) (مُغِيرَات) ism-i faildir, "peş peşe adım atan ve hızlı hareket edenler" anlamına gelir. Ona “harekete geçenler” anlamı vermemiz bundandır.
[*] (نقع), istikrarı, belli bir noktada karar kılmayı gösterir. (Mekâyîs)
[*] Buraya kadar beş âyette Allah yemin etmektedir. Allah’ın bir şeye yemin etmesi, o şeyin önemine vurgu yapmak ve daha sonra gelen şeye dikkat çekmek içindir. Bu yüzden biz, bu anlama uygun meal verdik.
[*] Burada habîr (خَبِير) kelimesine muhbir /haber veren, bir şeyi bildiren anlamı verilmiştir (Müfredat).