"Biz seni, doğru bilgiyle müjdleyesin ve onunla uyarasın diye elçi gönderdik. Cehennem halkından sorumlu tutulmayacaksın."(Bakara 2/119)

Peygamberimiz insanlara Allah tarafından verilen gerçek bilgileri getirmiştir. Kendisi beşir/müjdeci, nezir/korkutucudur, yani güzel sonucun da kötü sonucun da kimler için olduğunu iletmiştir. Dünya ve ahiret için başarı sağlanacak kuralların hepsini insanlara aktarmıştır. Artık bunu uygulayıp Allah'ın vereceği mükafat ile müjdelenen kimselerden olmak kişilerin tercihine kalmıştır. Yoldan çıkan kişi kendi iradesiyle yoldan çıkar, yola giren kişi de kendi iradesiyle yola girer. Allah-u Teala hiç bir peygamberi insanlara cennete sokmakla ya da cehennemden kurtarmakla görevlendirmemiştir. Onların görevi doğru bilgiyi vermektir. Allah-u Teala şöyle buyuruyor: "Sen sadece tezkirde bulunacak kişisin. Üzerlerinde zorba değilsin."(Gaşiye 88/21) Yani Peygamberimiz Kuran ve evrensel bilgileri, doğruyu, hakkı iletmiş, kainatta ve kurandaki gerçek bilgilere vurgu yapmış, hatırlatmış yani tezekkür etmiştir. Netice ise onun yönetiminde değildir, herkes kendi kararını verecektir. Hal böyleyken bazı kişilerin "milletimin imanını kurtardığını görürsem cehennemde yanmaya razıyım" söylemleri son derece yersiz ve kendini haşa Allah'tan daha merhametli görmekten ibarettir. Allah'ın böyle bir emri yokken ve Peygamber bile böyle iddialarda bulunmamışken, cehenneme girip başkalarını kurtaracağı iddiası büyük hadsizliktir.